Günümüzün “teknolojik” yaşantısında hepimiz etik davranışlarla daha çok özgürlük talep etmeyi kendimize bir hak olarak görüyoruz.
Genel bir paradoks olan “Senin özgürlüğün benim özgürlüğümün bittiği yere kadar ise, benim özgürlüğüm senin özgürlüğünü de bitirmez mi?” güzel bir soru olsa da başka bir nokta daha var; Özgürlük Nasıl Etik Sayılır?
Hatırlarsanız geçtiğimiz aylarda Snapchat üyeleri büyük bir şok yaşamıştı; Snapchat programını değil de 3. parti program kullanan üyelerin fotoğrafları internete sızmış ve bu “Bilgilerimiz ne kadar güvende?” gibi gereksiz bir soruyu da gündeme getirmişti.Neden gereksiz?Cevabı belli çünkü; kendi güvenlik seviyenizi kendiniz belirlersiniz.Eğer siz orjinal program yerine onun benzerini kullanıyorsanız her zaman için bir risk vardır.Burada ortaya çıkan asıl sorun insanların bu hatayı direkt olarak Snapchat’in üzerine yıkmaya çalışmış olmaları. Neyse ki Snapchat “Biz fotoğrafları kendi bünyemizde tutmuyoruz. 3. parti program kullanıcılarının hatası” dedi ve kendisini kurtardı -hatta kurtarmakla kalmadı birazdan bahsedeceğim kendilerince önemli bir karar aldı-. Kurtardı kurtarmasına fakat kendi eksikliklerinden ortaya çıkan bir konuda neden bu kadar anlamsız davranabildiklerini anlayamamak can sıkıcıydı.
3. parti programlara verilen desteğin kesilmesi
Pekala nedir bu 3. parti programlar? Genelde X programın özelliklerini taşıyan ve -bağımsız- geliştiriciler tarafından yazılan programlardır.Snapchat programı için iki temel 3. parti program mevcuttu bunlardan bir tanesi iOS ve Android sistemlerde ekran görüntüsü aldığınız zaman, görüntü alınan hesaba uyarı gitmesini engelliyordu.Diğeri ise Snapchat yatırımlarını çoğunlukla iOS ve Android sistemleri için yaptığından WP sistemdeki boşluğu fazlasıyla dolduran ise Rudy Huyn tarafından yazılan 6snap isimli bir programdı -ta ki Snapchat “Kullanıcılarımızın güvenliği için 3. parti programlara yasak getiriyoruz” dedi ve başlangıcını Snapchat programı kullanmayan üyelerin hesaplarını dondurarak ya da iptal ederek yaptı. Aslında kendi ayağına kurşun sıktığı bir kısırdöngü yarattı.WP sistem kullanan üyeler, SC uygun yazılım yayınlamadığından ötürü 3. partiye yönelmişti -ki bir ara instagram da aynı sorun ile boğuşmuştu.Tek fark instagram program çıkarttı ve 3. parti program kullanılmasını engellemedi-. Benim gibi bir WP kullanıcısı için üzücü oldu çünkü zaten yeterince eksiği var. Snapchat’e şikayetlerimizi, isteklerimizi ilettik ve beklemedeyiz.
Konunun bana göre etik ile ilgili kısmı ise “Kişisel bilgilerimi tehlikeye atma özgürlüğümü” kullanıp kullanmamak da beni ilgilendirmeli diye düşünüyorum.Fakat kişisel bilgilerim “çalınıp” kullanılırsa ben izin verdiğimden dolayı beni ilgilendirmeli ve başkasını suçlayamamalıyım (3. parti program kullanıp bu riski -zorunlu da olsa- ben alıyorum).
Kurumsal Özgürlükler
Snapchat’in beni uygulamayı kullanmamaya yönlendirme gibi bir “özgürlüğe” sahip olmadığını düşünüyorum çünkü baktığımız zaman “iletişimimi engelliyor“.Gidip iOS ya da Android işletim sistemli bir alet almak zorunda da değilim.Bu da şöyle bir sorun ortaya çıkartıyor; “Kurumlar mı özgür olmalı, insanlar mı?”
Aslında kışkırtıcı bir soru çünkü hayatın teknoloji ile ilgili bir çok kısmında varlığını göstermeye başladı.Belediye -Şehir, İlçe- ile ilgili olduğunu düşündüğünüz bir şikayetiniz var diyelim ve bunu artık tweet atarak gerçekleştirebiliyorsunuz.Peki bir belediye siz çok şikayette bulunuyorsunuz diye sizin hesabınızı -geçiçi süreliğine ya da tamamen- “engelleyebilme” ya da “susturabilme” özgürlüğüne sahip olmalı mı?Görevini yeterince yap-a-mayan bir kurumun etik açıdan böyle bir yaptırım uygulaması ne kadar doğru?
Aklınıza bazı fikirler gelebilir; “Gelen mentionlardan görmemiş olabilirler?“, “Belki unuttular?“, “Zaten ilgilendiklerinden dolayı cevap vermemişlerdir?“..Hayat olasılıklar üzerine kurulu bunu kabul ediyorum fakat eğer ki; “Merhaba, bu tweet’e herhangi bir cevap (merhaba bile olabilir) vermenizi aksi halde hesabımı sessize aldığınızı varsayacağım.“ demenize rağmen cevap verilmiyorsa burada bir art niyet aranmaması nasıl mümkün olabilir?Konuyu belediye başkanına belirttiğinizde -ki şahsi hesabı gibi görünse de kendisinin kontrol ettiğini sanmıyorum- konu ile ilgili en ufak bir cevap gelmiyorsa ve bunun üzerine tekrar tekrar sorularınızı yineliyor ve cevap alamıyorsanız sizin “yaşama özgürlüğünüz” kısıtlanmaz mı?Yaşama özgürlüğünden kastım geçenlerde şunu farketmem ile başladı; ilk kar yağdığı zaman Beşiktaş Belediyesi‘nden sokağımızın tuzlanmasını istedim.Yokuşlu bir yol olduğundan dolayı bir aksilik sonucunda yaralansak ne ambulans inebilir ne de biz çıkabiliriz.Bu önemi vurguladım ve herhangi bir araç gelmediği için 2, 3 defa daha mention attım.İkinci mentionumdan sonra cevap alamadım ve ancak 3. günün sabahı tuzlama yapıldı!Bunu belediye başkanına belirttim fakat hiç bir geridönüş alamadım.Bir belediyenin, vergisini aldığı bir vatandaşa hizmet götürmeme özgürlüğü olduğunu ve bunun sebebi sorulduğu zaman cevap vermeme özgürlüğü olabileceğini etik olarak uygun göremiyorum.Twitter’ı doğru ya da yanlış kullanmak mümkün mü ya da o çizgi nerede bilmiyorum ama Twitter’ın simgesinin kuş olması onu gerçekten kuşa çevirmemiz gerektiğini göstermemeli -hele ki başka kullanıcılar Twitter‘ı yeterince verimli kullanabiliyorken!-.
Kurumsal hesapların kin tutma ya da laf yetiştirme özgürlükleri, kullanıcıların talep (hizmet alma) haklarını engelliyorsa bu nasıl etik kurallara uyar, uymalı mı?