9 yıl aradan sonra F1 yeniden Türkiye’ye geldi. Intercity İstanbul Park’ta renkli görüntülere sahne olan Formula 1 tarihinde önemli bir olay daha yaşandı. Mercedes pilotu Lewis Hamilton sezonun bitmesine 3 yarış kala dünya şampiyonluğunu ilan etti.
Ülkemiz geçtiğimiz hafta dünyanın en büyük motor sporu etkinliklerinden birine ev sahipliği yaptı. 9 yıl aradan sonra Intercity İstanbul Park’ta gerçekleştirilen yarış her ne kadar seyircisiz olsa da büyük bir heyecana sahne oldu. Milyonlarca yarış tutkunu ekranlarının başına bu kez F1 Türkiye Grand Prix’i için geçmişti.
Sezonun 14. yarışının gerçekleştiği İstanbul Park, son yıllardaki en heyecanlı yarışlardan birine ev sahipliği yaptı. Zorlu yarışın galibi ise Mercedes pilotu Lewis Hamilton oldu. Kürsünün en üst basamağına yerleşmeyi başaran Hamilton, burada 7. dünya şampiyonluğunu ilan etti. Britanyalı pilot bu şekilde F1 tarihinin efsane pilotu Michael Schumacher’e ait olan rekoru da egale etmeyi başardı. Kariyerine yeni bir başarı daha ekleyen Lewis Hamilton kişisel Twitter hesabından açıklama yaptı.
Lewis Hamilton’ın Açıklaması
“Bugüne kadar ve hatta bitiş çizgisini geçtikten sonra bile, düşüncelerimi benim için neyin en önemli olduğuna odakladım. Bu yıl çok tahmin edilemez oldu. Pandemi ve sezonun bariz şekilde birkaç ay ertelenmesiyle hayatımın en boş kaldığım dönemini yaşadım. Bu da bana nihai amacımı düşünmek için fırsat verdi. Yedi Dünya Şampiyonluğu benim için dünyalara değer. Ne kadar büyük olduğunu tarif bile edemem, ama kazanmamız gereken bir başka yarış daha var.
Bu yıl yalnızca pistte kazanma arzumla değil, sporumuzu ve dünyamızı daha çeşitli ve kapsayıcı hale getirme arzumla da yarıştım. Size, değişim için savaşmaktan vazgeçmeyeceğim sözünü veriyorum. Önümüzde çok yol var ancak sporumuz ve içinde yaşadığımız büyük dünya içinde eşitlik için bastırmaya devam edeceğim.
Michael Schumacher’in rekorunu egale etmek, sonsuza kadar orada olmayacaklarını bildiğim sahne ışıklarını üstüme çeviriyor. O yüzden hazır siz buradayken, dikkatinizi vermişken herkesten daha eşit bir dünya için kendi payına düşeni yapmasını istiyorum. Birbirimize daha kabullenici ve nazik olalım. Öyle yapalım ki fırsat, geçmişinize ya da ten renginize bağlı bir şey olmasın.
Hiçbir şey imkansız değildir. Bu yıl benim motivasyon kaynağım gelecek nesile hayallerinizden vazgeçmemek için bir örnek oluşturmak oldu. Pek çokları bana hayallerimin imkansız olduğunu söyledi ama buradayım. Sizin de yapabileceğinizi bilmenizi istiyorum. Asla vazgeçmeyin, savaşmaya devam edin ve fırsatları değerlendirmeye devam edin. #S7ILLRISING”
Lewis Hamilton Bu Yarışı Nasıl Kazandı?
Sosyal medyada da fazlasıyla konuşulduğu üzere Lewis Hamilton cumartesi günü gerçekleştirilen sıralama yarışından sonra pisti hiç beğenmediğini dile getirmişti. Özellikle yayın esnasında ağza alınmaması gereken bir kelime de kullanan başarılı pilot “pole” pozisyonunu Lance Stroll’e kaptırarak 6. sırada start aldı.
Türkiye Grand Prix’inde neredeyse tüm pilotlar mavi logolu lastiklerle piste çıkış yaptı. Yalnızca Williams için yarışan Latifi ile Russel, yarışın başından itibaren yeşil lastik kullandı. Hamilton’ın başarısının ardında ise lastik tercihleri ve lastikleri zekice yönetmesi yatıyordu.
Britanyalı pilot yarışın ilk 8 turunu mavi lastikle geçirdi. Sonrasında ise kalan 50 turun tamamında yeşil logolu Cinturato lastik kullanan Hamilton bir daha lastik değişimi yapmadı.
F1 ve Otomobil Yarışları Direktörü Mario Isola tarafından yapılan açıklamalarda, şu detaylara yer verildi:
“Lewis Hamilton’u altıncı sırada başladığı yarışı kendisine yakışır bir tarzda birincilikle bitirip yedinci kez dünya şampiyonluğunu kazandığı için kutluyorum. Lastikleri zekice yönetmesi, tarihte yerini almasında çok önemli bir rol oynadı. Tek pit stop yaptı ve orta lastikleri yarışın sonlarında etkin bir şekilde düz yarış lastikleri gibi kullanarak maksimum verim almayı başardı. Islak şartlarda başlayan ve ardından kuruyan pistte belirsiz koşulları yönetmenin kritik önem taşıdığı yarışın son derece karmaşık olacağı başından beri belliydi. Gerçekten de öyle oldu. Geçiş noktasını iyi tespit etmek de kilit bir rol oynadı; başlangıçtaki ıslak lastiklerden ortalara geçiş zamanını tayin etmek ve ardından, yarışın ikinci yarısında zeminin düz yarış lastiklerine geçmek için yeterli tutuş sağlayıp sağlamayacağı veya en iyi seçeneğin ikinci bölümde de orta lastiklerle devam etmek mi olacağı kritik bir seçimdi. Cumartesi gününün verilerini kullanarak ıslak lastiklerden ortalara geçme zamanını değerlendirmek göreceli olarak kolaydı; ama, bu son derece sıra dışı koşullarda ikinci pit stop için ne yapılacağını belirlemek çok daha komplike bir karar verme süreci gerektirdi.”
